9 Nisan 2010 Cuma

İzninizle, sizden sakınmak istiyorum...

Biraz boş vakit buldum, bütün gece oyun oynamadan önce bütün hıncımı çıkarayım dedim ve size en sevmediğim insan türlerinden bahsetmek istiyorum (maymun türlerinden bahseder gibi);

1- İnsanları sınıflara ayıranlar; mesela dahi-ezik vs gibi... Dünyada bir takım karşılaştırmalar var evet fizik de bile madde, karşı-madde var. Para, itibar, statü ve güç gibi sahip olunan değer ve sıfatların bir de tam tersine sahip olup o ezik varlığını korumaya çalışanlar da var. Bu statü farkı insanlığın bir arada yaşamaya başladığı zamandan beri var ve şimdiye kadar kimse bu farkı kaldıramamış da ben mi kaldıracağım?! Laf işte sevmiyorum insanları katagoriye ayıranları. Onlarında katagorisi bu "benim sevmediğim insanlar"...

2- Müziği, kendini kültürel bir savaşa hazırlar gibi donatmak için dinleyenlerden hoşlanmıyorum. 2007'den beri sanırım Lastfm üyesiyim bir kere olsun listemdekiler ne dinlemiş diye girip bakmışlığım yok,  ancak laf atmak için ne dinlediklerine bakarım. Açıkcası ne dinlemişim, kim ne dinlemiş zerre umrumda değildir. Ne zamandır bu böyle bilmiyorum ama Müziği bir araç gibi gören insanlarla tanışıp duruyorum. Onlar için ne kadar çok grup bilmek, ne kadar çok müzik dinlediğini göstermek resmen varolma sebebi. Ne kadar eski grup varsa dinlerler ne kadar underground grup varsa bilirler. Popüler grupların elemanlarının ebesinin tanga rengine kadar bilir ve ezberlerler. Ve bunların hepsi yarı gösteri ,yarı savaşa hazırlık olsun diye, hani olur da bir gün (Müzik) sidik savaşları yapılırsa... Böyle insanlara karşı sabrımı yitirdim artık, sadece dinlese ve kendine saklasa ne dinlediğini belli etmese o kişiye daha çok saygı duyacağım. Zaten ne dinlediğiyle itibar yaratmaya çalışan bir insanın ne kadar değeri olabilir ki? Aynı şey ne kadar çok film izlemiş, dizi izlemiş, oyun oynamış ve anime izlemiş insanlar için de geçerli!! Sonuç olarak Anime dünyası içinde sayılırım orda da bir sidik yarışı almış başını gidiyor. Zira çok anime izleyen bir insanı sağlıklı bile bulamıyorum ben, o artık asosyalliğe varacak, ne yazık ki özendiği otaku seviyesine ulaşamayacak bir hale geliyor. "Otakulara özenmek" nasıl bir zihniyettir onu dahi çözebilmiş değilim.
Çoğunlukla bir müziğin popülerleşmesi endişesi ve ne kadar çok şey bildiğini gösterme kaygısı içinde oldukları için onları ayırt edebiliyorum.

3- Soğuk savaş; Yani yazılı göndermeler yapmak. Genelde bu tür şeylerle karşılıyorum ve bu beni karşılık vermek yerine susumaya itiyor. Susmak beni 1. sıralamadaki katagorilerden birine soksa da öyle... Mesela benim anime izleyen hiçbir arkadaşım yoktu ben bu kadar tiryakisi olmaya sıkılmış birgünün sonunda başladım.  Ne bir kimseden tavsiye aldım ne de birine özendim. He ama noluyor anime izlemeye başladıktan bir süre sonra; İzlediğin animeyi sevdiysen ,ordaki bir karaktere hayran kaldıysan ve msn gibi facebook gibi sosyal platformlara önem vermeyen biriysen birden avatarın değişiyor nickin değişiyor vs... Bu herkesin istem dışı oluşturduğu bir kılıf haline geliyor. Zira avatarına film karakterleri oyun karakterleri koymak kadar normal bir şey bu. (ama kendi resmini koysan da kendini göstermeye çalışıyor oluyorsunuz, anime avatarı yaparsan da...)
Neyse birgün "herkes animeci olmuş mk" gibi bir göndermeyle karşılaştım. Bence insanlar kendilerine olan güvenlerini bu şekilde göstermek yerine gelip direkt konuşmalılar. Bu sırf msn'de yaşadığım bir olay değil çeşitli  platformlarda da yaptığım, sevdiğim şeyleri ateşe veren insanlar görüyorum ve sakinliğimi koruyorum. Ve bu insanlar da zerre zeka pırıltısı göremiyorum gördüğüm de sönüyor...

4- "Şarj'a" "ŞarZ" diyen insanlar... Sevmemek için çok basit bir neden farkındayım. Aslında istesem bütün insanlardan nefret edebilirim de hani (sanki yapabilirmişim gibi) Bütün bu yazı fikri aslında bu sizin için küçücük ama beni sinir edecek kadar büyük bir sebepten çıktı. Bu gelişimi durmuş varlıkları anlayamıyorum ve onlara laflar hazırlıyorum sürekli. Bu hataya hiç ummadığım, hatta çok umduğum " allam bu herif nolur şarja şarz diyenlerden olsun... amin." dediğim insanlardan bile duyabiliyorum. Ve nefret etmekten haz almama sebep oldukları için teşekkür ediyorum. Hatta ilk 3 sıralamaya girenler arasın da çok yapıldığına inanıyorum. Öyle birine denk geldiğimi düşünsek seppukuyu bırak direkt harakiri önereceğim kendisine.

5- Menfaatçi insan türü; Bunlar aile içinde , arkadaş çevrisinde ve yatak altında bulunabilirler. Pek bir sevdikleriniz arasından çıkar. Dışarda yürüyen insanın veya iş ortamındaki menfaatkarın konumuzla alakası yok. Bu en çok yakın olanlarımızla ilgili. Neyse aile içindeki pek üzmese de arkadaş ortamındaki baya canınızı sıkar. Ve ben bunlar gibisinden pek çoğuna yakınım, yine de kopamam onlardan nasıl olsa işleri düştüklerinde kara fatma gibi herşeyin altından çıkıverirler, canlarım benim...

Ve daha bir çok basit nedenden bile olsa sevmediğim insan ve türleri var. Onlar sayesinde büyükşehir çalışıyor efenim. He ama "başından beri "insan türleri" deyip, kendin katagoriye ayırmış olmuyor musun?" derseniz;. "Kendimden de nefret ederken size mi sorucam?" derim.
The Ideal World of Don Quixote

3 yorum:

  1. Her kategoriyi süper anlatmışsın ama...Özellikle 2. grup için yazdıklarına bittim...hahahaha... :) ama böle tiplerden çok çekmişsin belli... sadece hobisel dünyada değil... iş dünyasında da böyle ne yazık ki... ve bu nedenle ben nerde çalışsam kendimi at şeyisine kelebek gibi hissediyorum :))))Nereye gitsem mutlu olamıyorum... hata bu tarz tipler iş dünyasında baya baya çoğalmaya başladı... ve bende çalışma isteği buna paralel olarak zerre kadar kalmadı... Biliyomusun bi poh yapmayıp da yapıyomuş gibi gösteren ve ya gerekli gereksiz konuşan tipler bile çok çalışkan olanlardan daha çabuk yükseliyo hadi bazı konularda nerümsü bi bilgilik olsun razıyım kabul göstermeye gayret etsin... İşler idiocracy filmindeki gibi olmaya başladı sanırım :))) Ben bunun nedenini ortalama insanlar için bitmek bilmeyen ego ortalamanın altındakiler için "ben de aslında superim" imajı vermeye çalışmalarındaki hırs olarak gözlemledim.. Bu arada ben de menfaatçilerden çok çektim ve hep en yakın arkadaşlarımdı... bu yüzden kazıklandığımı yıllarca anlayamadım...allaam ne kadar salaktım ya :))) okuyunca kendime çok güldüm :)

    Çok geç bi yorum ama bloğunu takip etmeye yeni başlayan bir adamın gözüne yeni ilşti bu yazı.. mazur gör :)

    (Ben de insan stillerine naçizane bir ek yapmak istiyorum... Tanıdıklarına naber y..r.aam tarzı davranıp tanımadıklarına Gayimsi bi kibarlıkla hitap edenler :)) Normalde tam tersi olması lazım değil mi ya... Benim hayattaki bu kural çok kafamı bozuyo bence insan tanıdığı ve sevdiklerine kibarlık göstermeli, tanımadıklarına neticede çok kibar olmaya gerek yok.. Bana göstermelik geliyo ve bu yüzden artık tanıştıım insanların karakterlerine güvenemiyorum :) )

    YanıtlaSil
  2. vaay önce bu saçma sapan yazıyı okuduğun için teşekkür ederim. Yazdığım sırada gözüme bu özellikteki insanlar çok çarpıyordu ve bu yazının yazılması gerekiyormuş gibi geliyordu yazdım. ama şimdi okuyunca utandım kendimden.:D Bir ergenin günlüğü gibi olmuş çok sitem etmişim genelde öyle değilimdir oysa...

    İşte o iş ortamına girip hayatın gereçeğini görmek istemediğim için çalışmak istemiyorum. Ben biraz da narin bir yapıya sahip olduğum için zaten çalışabileceğimi sanmıyorum:) Ve kesinlikle ego meselesine katılıyorum zaten bu sidik yarışını tetikleyen de insanlardaki bitmez tükenmez bu bencillikle ve kendini üstün görme gibi çook ilkel dürtüler.

    Bir de böyle arkadaşlar olmalı ki dünyadaki iyiyi ve kötüyü ayırt edebilelim bir yandan dünyayı yaşanmaz kılsalar da bir yandan varlıkları ekolojik dengeyi ister istemez sağlıyor yoksa hepsine rasengan çakmak isterdim.

    senin liste demek daha kabarık olurmuş son eklemek istediğin şey insanların özrü olarak doğal bir hastalık olarak kabul ettiğimden aklıma gelmedi sanırım, ama o da iyiymiş baya :D
    Bana sorsan bugün tanıştığım ve doğduğumdan beri tanıdığım insana duyduğum güvenin arasında neredeyse bir fark yok gibi hala.

    YanıtlaSil
  3. Saçma sapan değil canım, bir ergenin anılarından çok olgunlaşmış birinin gözlemlerine benziyo.. sen beğenmiyo olabilirsin ama bence gayet güzel gözlemleyip yazmışsın...

    İş dünyasında bu günlerde Profesyonellik = yalancılık + ikiyüzlülük olmuş. Gerçek dünya bu olamaz ya olmamalı... Şahsen bu nedenlerden dolayı çalışmamayı seçen bir arkadaşım olursa mutlu olurum :) çalışma bence de salla...

    Rasengan fikrine bittim... hatta rasen shuriken le toptan toptan yok etmek lazım... ama dediin gibi iyi ve kötü dengeleniyor ve bir de bu konuştuklarımız sadece senin ve benim görüşüm... yani referans noktası bizsek bu tipler kötü... belki de şu an benim gibi tipler hakkında bir bloga yorum yapan biri vardır... ne pert adamlar bunlar diyodur...amma komik olurdu ya :)))...

    Not: Şarj/Şarz dan daha da vahim bir müzik/müzük var ki aman aman evlerden ırak :))

    YanıtlaSil

dökül bakalım.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...