6 Haziran 2010 Pazar

Prince of Tennis

Amacım anime tanıtımı değil, hem daha bitirmedim bile sadece izlemekten bu kadar zevk alacak mıyım sonlara doğru bilmediğim için şimdi yazmak istedim. Hem sonra şu manga işlerine boğulmuş olabilirim, yazmak istesem bile vaktim olmayabilir.
Birçoğumuz küçükken tsubasa izlerdi, ben de kuzenlerim futbol manyağı olduğu için onlarla takip etmişliğim var. Zaten spor animesi dendiği zaman akla ilk Tsubasa gelir, konu topun şeklinden tutun da dünyanın yuvarlak olmasına kadar geyiğin dibine vurur. Bu tür animelerin kaderi malesef Kaptan Tsubasa'yla karşılaştırılmak olacak. 
Prince of tennis'e gelirsek, bana eskiden tenis oynadığım için midir nedir çok yakın hissettiriyor. İzlerken kendimi maçdaymışım gibi hissediyorum. Herşey iyi güzel fakat klişe de barındırmıyor değil. He klişeler bu animeden mi çıkmıştır, yoksa başka bir animeden mi bilemem. Bir Jump mangası olduğuna şaşılmamalı, yayımlandığı zamanlar birçok çocuğu gaza getirmişliği, tenise başlatmışlığı vardır kesin.
Önce çok itici gelse de karakterlere bir kaç bölüm sonra alışıyorsun ve kort arkasındaki seyirci gibi tempo falan tutuyorsun. Bir ara annem geldi beraber bir bölüm izledik. Baş karakter Echizen Ryoma'yı görür görmez annemin tepkisi " bu çocuğun bakışları -_-"..... niye böyle bakıyor!" asdasdasdasd o sırada da önemli bir karşılaşma var ama ben koptum gittim tabi. Gerçekten Jump'da popüler olmak istiyorsan, mal gibi bakışlara sahip olmalısın. Örneğin; Kenshin: sinirlendiğinde gözlerinden lazer falan fışkırtır (genelde göz kapalı çünkü şarj oluyor), Sakata Gintoki: ölü balık gibi baktığı söyleniyor, oysa o bakışın altında neler yatıyor...(tam piç, tam!) Kurosaki İchigo: kaş kası ustası aslında, sürekli sinirli bakışlar, adamın normal bakışı da öyle olabilir çünkü hiç rahatlamış görmedim, hep gergin, yaşlanınca botox falan da kesmez... böyle uzar gider. Jump'da popüler olmak istiyorsan, aynada bakışların üzerinde çalışmalısın (bu da böyle Gintama bölüm adı gibi oldu sakjdlkasjdlad).
Ya bir geçemedim asıl animeye! Bahsedilmesi gereken o kadar çok karakteri var ki, bu yazı nasıl sonlanır bilemiyorum. Önce baş karakterlerimiz, Seishun Gakuen Ortaokulu tenis kulübü üyeleri olmakla beraber 8 deneyimliden oluşmaktadır. Birinci sınıflardan deneyimli olmaz ama Echizen Ryoma bir istisnadır (öyle olmasa zaten animenin anlamı kalmaz peh).
Yani birinci sınıflardan;
Echizen, İkinici sınıflardan; Momoshiro Takeshi ve Kaidou Kaoru, 3. sınıflardan ise; Kawamura Takashi, Inui Sadaharu, Kikumaru Eiji, Oishi Shuichiro, Fuji Shusuke ve kaptan Tezuka Kunimitsu vardır. Hepisi de aslan gibi tenisçilerdir. Echizen'nin babası Echizen Nanjiro, Kurosaki İsshin'nin bir başka versiyonu. 

Resime tıklayarak kim kimmiş anlayabilirsiniz. O kadar uğraştım isimlerini yazdım oraya >:|



Onlarca bölüm izleyip değişmediği için gönül rahatlığıyla, Fuji Shusuke ve Tezuka Kunimitsu favorimdir diyebilirim. Bu adamlar hayvan ve Echizen de henüz "mada mada dane" olsa da hayvan adayı. Bu ikisinin maçlarını izlemek kadar keyif verici bir şey varsa o da; bir yaz gününde sabah serinliği içinde huzurlu bir uyku çekmektir heralde. Zira shounen gereği birçok farklı türde animede karşılaşmalar izleyip duruyoruz. Yok shinigamiler, shinobiler, shinsengumiler vs... Ama bunun tadı bambaşka, bu senin de onların yerine geçip gerçekleştirebileceğin bir olasılık olduğu için başka.

Özellikle Fuji'nin Hyoutei Gakuen'den Akutagawa Jirou'la yaptığı maç o kadar şahaneydi ki, bitmemesi için dua ettim. Fuji'nin 3'lü atağı diye bir tekneği var ve 3. tekniğinin adı Hakugei (beyaz balina) olan atağı muhteşem bir şeydi, henüz 70'li bölümlerde olduğum için bu teknik karşılanır mı bilmiyorum ama şimdilik, daha iyisi gelene kadar en iyisi Fuji ve Hakugei atağı! Sonra iyice bir bakın buna gönül insanı tavırları bakışlar(ki çok az bakar) kime benzettiniz? Kenshin diyenler kazandılar. Bu adam sesiyle davranışlarıyla bana sürekli Kenshin'i hatırlatıyor. Çok samimi ve bir o kadar dahidir kendisi. Dahi sıfatını da sonuna kadar hakediyor. Kardeşini çok seven ve teknikleri tam olarak bilinmeyen tek kişidir. Duyduğuma göre kızlar bishounen güzeli seçmişler bile Fuji'yi nedense benim sevme sebebim bu değil, ben daha çok sakin ve sevecen tavırlarına tav oldum. Bu gözle bakan kızları kınıyorum burada!!!
Hakugei tıkla ve gör.

Kaptanımız Tezuka ise ayrı bir karizma ayrı bir olay. Adam ağır başlı hem abi hem de saygı değer bir kaptan. Okulun ilk yıllarından beri 3. sınıf deneyimlileri yiyip bitirmiş bir cengaver, sırf bu yüzden sol koluna darbe alıp yine de pes etmeden Seigoku'yu finale taşımaya çalışmaktadır. Her alanda oynayabilir ve en iyi tekniği "Zero Shiki drop shot" Echizen'de kendisini gördüğü için ona Seigoku'nun anahtarını teklif etmiş, kendini geliştirmesi adına bir çok şey öğretmiş, hatta kolunu feda etmiştir (koluna bir şey olmadı ama tehlikeliydi). Böylesine sert, duygusuz gibi görünse de çok iyi bir insandır kendisi, tanırım arasıra arar, pazar günleri halka açık kortlarda maç yaparız, evet çünkü ben deliyim.

Onun dışında Momoshiro vardır, cana yakın kanka şeklinde takılan bir tiptir. Eiji'den sonra grubun eğlence kaynağıdır. Echizen'nin en iyi anlaştığı senpaisidir. En güzel tekniği ise ikinci kritik maçında öğrendiği Jack Knife'dır. Onsuz bu animeyi düşünemiyorum bile... çok kuru, bir grup saptan oluşan bir takım olurlardı.

Kikimaru Eiji, fıkırdak, oynak bir arkadaşımızdır. Tenis şekli akrobatiktir. Birçok değişik atış şekli yanında, yer çekimine meydan okuyarak topları karşılar. Bir bölümde beni gülmekten öldürmüştü; Oishi'le altın ikili olarak anıldıkları için antremanların birinde araları açılmıştı. Eiji Echizen'le çift olmak istediğini belirtti ama çok utanç verici şekilde tuttu sarıldı... Kavga eden çiftler gibilerdi.


Oishi Shuichiro Tezuka'nın can ciğer arkadaşı Eiji'nin çiftlerdeki partneridir. Moon vole gibi harika bir tekniği vardır. Kafası tas gibi olsa da pamuk gibi bir yüreği vardır. Çiftlerde oyunu o idare eder.

Inui Sadaharu takımın beyni, omuriliği sayılabilecek bir konuma sahiptir. Tezuka'yı yenmek amacıyla geliştirdiği "veri tenisi" sayesinde, rakipleri hakkında gözlem yapıp olasılıklar üzerine istatistik çıkarıp onları alt eder. Ve bu adamın kötü bir alışkanlığı da antremanlar sırasında ceza içiceği olarak geliştirdiği kıytırık içiceklerdir. Sağlam adamları sanki bile bile hasta eder. Her seferinde biri midesinden hastalanacak maça kadar iyileşemeyecek diye endişeleniyorum.
Kaidou başta çok kıl biri gibi gözükse de bumerang sneak'yle gönüllerde taht kurmayı başarmıştır. Kötü kişiliğinin altında kedi yavrusu gibi bir adamdır. 2. çiftlerde Inui'nin biricik eşidir. Beraber güzel iş başarıyor gibiler bence. Aynı zaman da Momoshiro'nun sınıf arkadaşıdır.

Ve Kawamura Takashi; Reborn izleyenler Yamamoto Takeshi'yi bilirler büyük ihtimalle Yamamoto karakteri Takashi'den esinlenerek oluşturulmuş. Çünkü adı Takeshi olup saf, salak aynı zamanda aileden yadigar bir sushi restorantı işletme gibi bariz benzerlikler başka bir yerden gelemez. Her ne kadar sesiz sakin gözükse de, eline raket verdin mi dünyanın en utanç verici Japonu olup çıkıyor. İzlerken bazen kendimi utanırken buluyorum.

Animenin ilerleyiş şekli o kadar güzel ki, topu atışından varışına kadar arada çay içip, muhabbet edebiliyorsun, ya da her karakter bir yorum yapabiliyor. Ben de artık maçın gidişatından çok yorumlardan karşılaşmanın nasıl sonlanacağı hakkında tahminler yürütebiliyorum. Çünkü, maç başlar başlamaz maç sonunun 2 olasılığı oluyor. Örneğin, eğer bizim takımdakilerden biri güzel bir servisle başladıysa ve ilk sayıyı (0-1) servislerle ya da güzel karşılamalarla aldıysa ve yorumlar iyiyse, o maç zorlu geçecek demektir ve sonrası umutsuzluktur. Eğer yine aynı durum söz konusu ama yorumlar umutsuzsa o maçı alırız. Resmen ters psikoloji söz konusu. Arada kısa kısa fillelar girse bile çok eğlenceli ve heycanlı bir anime bence. Hatta Fuji'nin bir maçından sonra Tezuka'nın maçı başlamadan önce insanlara bu kadar adrenalin fazla gelecek deyip harika bir bölüm sıkıştırmışlar (64. bölüm) 

4 yorum:

  1. ben manyak bir şekilde spor animelerini seviyorum :))
    kenichi sayılır mı bilmem ama hajime no ippoya filan hasta olmustum. hem de bokstu yani oradaki olay..
    bitir bi bakalım beğenirsen hemencecik ben de indireyim. yoksa yazın ne izleyeceğiz. sömürdük herşeyi

    YanıtlaSil
  2. Yazın güzel animeler başlayacak ama ben şimdiden kesinlikle indir hazır et derim. Prince of tennis efsane bir seri zaten tek problemi biraz kısa bir shounen olması bence yerinde ama. Puan'ı da çok yüksek o yüzden kuşkum yok güzel bitecek benim için. Zaten bir anime Jump malıysa ve puanı yüksekse kesin güzeldir.

    YanıtlaSil
  3. snn site bnmkinden canlı olmuş:(
    güzel böyle.

    bu arada "tennisle ilgili anime izlenir mi?" diye soruyor insan. ama boksla ilgili hajime no ippo'yu izleyince "sporun her türlüsünde izlenir arkadaş" cevabı da geliyor.
    izlemediysen tavsiyemdir. onda da gözlerim dolmuştu:) hem gülmekten hem hüzünlenmekten.

    YanıtlaSil
  4. Küçükrukiye de dün izliyeyim diye gaza getirdi beni izleyeceğim spor animesi sever oldum ben de.
    Ama bu tenis artı yorum sdakldjlasd yorumlar süper arkadaşlıklar süper karakterler süper bunu da tavsiye ederim.

    Benim evet biraz renkli oldu ama banner'ı değiştirmem lazım böyle bir özellik çıkarınca insan ne yapcağını şaşırıyor yeniden dizayn et işin yoksa peh. benim blog yazacak vaktim yoktu ama şu iki gıdım renk şeysiyle 3 saat uğraştım >:|

    YanıtlaSil

dökül bakalım.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...