22 Kasım 2009 Pazar

Güzel bir uyku çekebilmek için yeterince düşünmüş olman lazım.

Aaa harika bişey!! Ne başlığımı açıklamak durumundayım ne de imla kurallarına dikkat etmek zorundayım, ne de markete gidip sigara almak zorundayım... neden mi? çünkü sigara içmiyorum. Ama hep içenlerin benden daha çok ciddiye alındıklarını düşünmüşümdür.

Bir insanın aşık olmadığı gün sayısı kadar tatil yaptığını düşünmüşümdür hep. Yani aşık değilsen kafanı kurcalıycak en büyük sebebin yoktur demek. Bu henüz aşık olmamış insanlar için geçerli değildir. Ama ben beyinsel ve kalben tatilde olduğum şu günlerde kafamın uyuyamayacak kadar dolu olduğunu farkettim. Oh! o kadar rahatım ki, hiçbir sorunum, sağlık problemim yokmuş gibi  atom altı parçacıkları beynime gaz vermekte. O ne yani? neden beynimi bir şey düşünmek için gaza getiriyorsun!! Gece bilmem ne kaç olmuş yatmışım, uyumak istiyorum ki amaçsız günüme merhaba diyeyim... ama kafamda binlerce düşünce hepsi de birbirinden saçma başlıyorum, en son izlediğim animeyle ilgili ileriki bölümlerde ne olucağından tut son bölümle ilgili şeyler düşünmeye, ardından düşünüp de yazmak istediğim tehlikeli günlük ve vasiyetime ve sonra şöyle yapsam böyle yapsam, aşçılık kursuna gitsem, bi ara yeni aldığım kıyafetlerimi giysem vs... diye  bakıyorum ki hiç uyuyamamışım kalkmışım günün en erken saatinde... Beynim de öyle yorulmuş olmasına rağmen dinç.

Yani şaka gibi şimdi bile ilk hangi başladığım animeyi bitirsem diye dertleniyorum. Boşluk ve kaos böyle bir şey bence. He ama düşünmek kötü mü, düşünceler birbirini fitiller yeni fikirler ortaya çıkarır yeni amaçlar vs... bi sürü şey. Özellikle seçimler çok önemli! henüz paralel evrenimiz yok ki seçtiğim anime'den pişman olup aynı hataya düşmeyecek bir zaman dilimi yaratayım ya da yaratabilelim. Ama olsa en çok benim işime yarardı.

Böyle zırvalarken domuz gribinden nasıl koruncağımı ve maskeyle dolaşıp korku saldığımı da paylaşmam gerekiyor. İnanılmaz zevkli! ben gece uyuyamayıp ailemi sevdiklerimi nasıl domuz gribi olmaktan korumalıyım diye düşünürken, dışarı her çıktığımda domuz gribine ben yakalanıyorum. Nasıl mı? hani bazı filmler olur böyle garip paradoxları vardır, ana karakter her seferinde öldürüldüğünü yaşayıp durur, bundan kurtulmaya çalışır, bu kısır döngüye kısılıp kalmıştır falan filan... işte aynen öyle. Dışarı çıkmak için hazırlanıyorum, maske taktığım için yüzüm görünmeyecek olsa bile makyaj falan yapıyorum ki dünyanın parasını verdiğim makyaj malzemelerimle ve cilt temizleme ürünlerimin bir amacı olsun. Fakat İnsanların gözleriyle her seferinde komployo uğruyormuşum gibi hissediyorum. Yani gripten sakınan ben ama sokakta ''domuz gribi var bunda'' gibi etiketlenen ben. Evet bu bir komplo ve insanlarımızın %80'ni potansiyal terörist geri kalanı kurban.

Yani iyi bir uyku için gerçekten terörist falan olmam lazım sanırım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

dökül bakalım.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...