Aslında Blog yazacak pek fazla zamanım yok hatta yazdan beri One Piece hakkında yazasım var ama hislerimi kelimelere dökemem, sıçarım diye korktum hep. Bu bölüm yani 481. bölüm ironiği verdi bana ve dayanamadım, bir yandan Luffy o kadar uğraştı ve abisiyle sırsırta vermiş savaşıyor diye mutluluk göz yaşları döküyorum, bir yandan içim parçalanıyor (neden diye sormayın). Güncele yetiştiğimden beri aylardır bu anı, bu görütüleri bekliyordum.
Ama hayatın ta kendisi gibi biraz keyif alırsın gülersin ardından hüzün gelir... eşit bir döngü sanırım. O kadar mutlu oldum ki kavuşabildikleri için, ama hemen ardından olacakları bilmek hatta bilemeyenler için öngörmek çok acı verici.
Bu kardeşler bu yıl beni çok üzdüler ama ikisini bir arada görmek olmayan abimle kavuşmuşum gibi hissettiriyor. One Piece'i sevmemin en büyük sebebi de yaşamadığımız duyguları bize hissettirebilmesidir belki.
Ama bu animede öyle bir adam vardır ki, keşke benim babam olsa diye düşündürtür size. İşte o adam One Piece dünyasının en güçlü adamıdır. Epey dokunaklı konuşarak hıçkıra hıçkıra ağlamama neden oldu bu bölüm. Whitebeard'da diyorum evet, babamsın Edward Newgate seni seviyorum!
Eminim Anime dünyası Babamızı unutmayacaktır. Kalbimizde bir Kamina'mız vardı şimdi bir de Babamız var. Önümüzdeki bölüm ve ondan sonraki ve sonraki bölümler çok daha katlanarak büyüyecek bu duygular... düşünün, öyle acayip bölümler bekliyor bizi.