11 Şubat 2011 Cuma

Naruto Shippuden 197-198

Ne zamandır suskunluğumu bozmak için Naruto'nun iki güzel bölüm birden arclara girmesi güzel bir neden oldu (tabii işlerimden de kaytarmam için ayrı bir sebep). Ben mi sevgimi abartıyorum bu animeye karşı yoksa siz izleyeciler de benim kadar seviyor musunuz? Elbetteki evde ninja kıyafetleri giyip oradan oraya sıçramıyorum, ayıptır söylemesi 24 yaşında orta yaşlı bir bayanım artık. Ama yaşım, başım, tarzım beni anime izlemeden hatta Naruto gibi popüler bir animeyi izlemekten alıkoyamaz. O yüzden bunları yazarken utanmadığımı ya da anime izlerken "RASENGAN!" diye bağırmadığımı belirtmek istedim.

Uzatmadan konuya gireyim; Danzo'nun anında 6. hokege olması, Sasuke ve saz arkadaşlarının hedefi değiştirmeleri zerre umrumda değildi. Aynı anda mangasını takip etmenin yan etkileri bunlar tabii ki. Yoksa ben de şoke olmuştum. Pain felaketi üzerine bir de Sasuke'nin tuz biber olacağını düşünüyordum okurken, içimi biraz rahatllamıştı (bazen Sasuke bile işe yarayabiliyor).


Asıl uzun zamandır izlediğim en güzel bölüm 198. bölümdü. Tabii, esas duygular o zaman kabardı. Naruto Hidden cloud'dan gelen şinobilere Sasuke yerine kum torbası olması kalbimdeki Sasuke nefretini bir kere daha ateşledi. Pain ve Babasının bu nefret çemberinin son bulabilmesi için Naruto'ya duydukları inanç, Naruto'nun şimdilik bulduğu en iyi çözümlerden biri Sasuke yerine Killer bee'nin öğrencilerinin acısını kendisinden çıkarılmasıydı. Bana göre doğru bir davranış mıydı? değildi tabii ki. Çünkü hepimiz küçükken hata yaptık, hatalarımızdan dolayı bize kızılmasın diye annemizi bir kalkan olarak kullandık, bize kızılması gerekirken bazen annelerimize kızdı babalarımız. Çok saçma bir benzetme olabilir bu, ama Naruto 13 yaşından beri taşıdığı şu lanet olası Sakura'ya verdiği söz yüzünden ve "arkadaşımı geri getirmeyi bile başaramıyorsam, nasıl hokage olmayı hakkederim" tavrı yüzünden bütün bu çileleri çekmeye devam ediyor. Evet hepsi bir sözle başladı. Sevdiği kıza, aşık olduğu erkeği geri getirebilmek için. Ve sözde küçük yaşta kendi gibi biriyle ilk defa karşılaşan Naruto'nun Sasuke'yle kurduğu bağ yüzünden. Oysa ikinci dövüştüklerinde Sasuke Naruto'ya kimseye denmeyecek kadar acı cümleler sarfetmişti "senle ben aynı değiliz, sen başından beri yalnızsın, beni anlayamazsın" tarzı bir şeydi. Neyse geçmiş geçmişte kalmıştır. Şimdiki Naruto'nun tutumu ise salaklık derecesinde bir iyi niyetliliktir. Arkadaşlıkmış pehh, ben arkadaşıma bir kere salak desem ertesi gün kuyumu kazar, üstüme benzin döker yakar beni. Yok böyle bir bağ böyle bir arkadaşlık, belki o yüzden yadırgıyorum Naruto'nun bu davranışlarını. Uzun lafın kısası Naruto dayak yerken ben yiyormuşum sanki Naruto'nun bütün acısını ben taşıyormuşum gibi ağladım. Sanırım ben de bir tür Sai'yim :) (ama Kakaşi gelip bana bunu güzelce anlatmadı :P)

Naruto'nun Reikage ile görüşmek istemesini Kakaşi'nin anlayışla karşılaması ve Yamato'yla eskortlu edecek olması artık Kakaşi'nin de Naruto'yu ne kadar ciddiye aldığının kanıtıdır. Çünkü Naruto Pain'le olan dövüşünde +2 olgunlaştı +1 kalbini dinginleştirmeyi öğrendi +10 güçlendi (Madara'nın işine çomak sokacak kadar hem de).

Geçen seneki bir yazımda da belirttiğim gibi "O yazı" Mangada tam da bu sahnede perişan halde bir insanın içten gülümsemesinin hayatıma nasıl ışık saçtığını belirtmiştim. Evet, gerçekten de hala daha düşüncelerim değişmedi, bir sürü anime izledim üstüne bir sürü sahne sevdim, güldüm, üzüldüm ama hiçbiri Naruto'nun bu gülümseyişi gibi içimi ısıtmadı. Ben de Kakaşi gibi "süper" çekmek isterdim ama onun yerine mutluluktan ağladım :D. Kısaca ben bu filler'ı yüzünden hırpalanan animeyi, baş karakterini itici ve fazla gaz bulanlar'ın aksine seviyorum, çünkü çok fazla anlamlı datte bayo!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...